2021 Haziranında kaleme aldığım ‘maden var kazan yok’ yazımda ressam Songül Pampal özelinde Anadolu kadınlarımızın sanat dünyası için işlenmemiş birer cevher olduğundan bahsetmiştim. Yeterki fırsat verilsin demiştim.
Artık böyle düşünmüyorum.
Anadolu kadınına kimsenin fırsat vermesine gerek yok.
Artık, Anadolu kadınına engel olunmasın yeter.
Şule Yıldırım Yazıcı bir gıda mühendisi, aynı zamanda sosyolog…
Ben Şule Hanım’ı sağlara ağıt yakarken tanıdım.
Son derece duygu yüklü, benim için daha güzel tarafı duygularını kaleme alabilen bir insan.
Gözlemlerini ve yaşadıklarını sade bir dil kullanarak ifade ediyor. Bu sadeliği güçlü anlatım teknikleri ve farklı ifade biçimleri ile birleştirerek kendine has bir sunum yapmış.
Açıkçası ben düz yazı yazan herkesi okuyabilirim. Ama şiirde seçiciyimdir. Ve serbest nazıma şiir gözüyle bakmam. Bakamam. Herhangi bir kurala bağlı olmayan, ölçü, uyak gibi bağlardan sıyrılmış yazılara da neden şiir dendiğini bir türlü anlayamadım. Üstelik 1920-1960 yılları arasında oldukça da rağbet görmüş serbest nazım. Ve bu ilginin gerçekçi gözlemlere dayalı sosyal analizle bir bağlantısı olabileceğini düşünüyorum.
Şule Hanım da şiiri tam buradan yakalamış. Gözlemlerine ve analizlerine inandırıyor okurları. Serbest nazım da olsa önce bir merak uyandırıyor. Ve şiirin sonuna gelindiğinde merakınızı gideriyor. Serbest şiirlerini okurken ya bir ‘Kafes’ e giriyorsunuz ya da bir ‘Kafes’ den çıkıyorsunuz.
Şiir benim için sanatçının kelimelerle yaptığı danstır. Ve bu dansı seyir büyük bir eğlencedir. Bu yüzden ölçülü, uyaklı kalıplar daha çok ilgimi çekmiştir her zaman.
Şule Hanım’ın şiirlerini okurken de keyfimden ödün vermedim. Serbest olmayan dizeleri daha çok sevdim. Aldım kalemi elime çok beğendiğim Bir Üst, Musibet, Sarıl Düşmana, Dur, Dolduruş, Ebabil şiirlerinin yanına koydum birer yıldız.
İtiraf etmek gerekirse en eğlenceli dörtlüğü ‘Cam Duvar’a gizlemişti hanımefendi.
Meryem’i okurken duygulanmayacak bir insana ‘oku’ emrinin indiğini bile düşünmüyorum!
Şule Hanım bir Türk Kadını ve bu coğrafyanın bu toprakların mürekkebi akmaya başlamış kaleminden. İlk kitabını yayınlamış ve ‘Sağlara Ağıt’ yakmış.
Şiirlerini okuyan tanıyan tanımayan her insanın gurur duyabileceği birçok neden varken, yazımın başında, artık fırsat ta vermeyin engel de olmayın mesajım sığlaradır.
Aklınızdan soru işaretleri eksik olmasın…
Yorum yazarak Malatya Busabah Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Malatya Busabah hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Malatya Busabah editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Malatya Busabah değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Malatya Busabah Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Malatya Busabah hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Malatya Busabah editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Malatya Busabah değil haberi geçen ajanstır.