Feraset Dersleri-5-
Mü’min ferasetini kazanmanın bir yolu da ayet-i kerimede geçtiği üzere zalimlere, günahkarlara muhabbet duymamak onlara meyletmemektir. Allah’ın dinini hafife alanlardan, onunla alay edenlerden, münafıklardan, günahta azgınlaşanlardan, kafirlerden uzaklaşmaktır.
Hatırlayalım ayet-i kerimeyi; “Sakın zâlimlere meyletmeyin; yoksa onları saracak ateş size de dokunur. Aslında sizin Allah’tan başka hiçbir dostunuz, yardımcınız ve sizi sahiplenecek hiçbir güç yoktur. Öyleyse O’ndan başka bir dost aramayın; aksi halde O’nun yardımından da mahrum kalırsınız.”Hud,11/113
Arapça bir kelime olan “meyletmeyi” biz Türkçede gönül vermek olarak kullanırız. Fakat hakikatte gönül verdiğimiz tarafa eğilmek o tarafa geçmek gibi daha derin bir anlamı vardır. Kime meyledersek onun tarafına geçmişizdir aslında. Bir pusulayı düşünün. Pusulanın iğnesi doğuya mı meyletmiştir batıya mı? Ne fark eder diyebilir misiniz? Ya doğuya gidiyorsunuzdur ya batıya. Doğu ile Batı ise birbirinden ayrı iki dünya.
İnsan da bunungibidir. Bir tarafa meyillidir. Ortası yoktur. Ya küfre meyillidir ya imana. Ya hidayete meyillidir ya dalalete. Kişi imana ve iman etmiş kimselere ne kadar meyilli olursa feraseti de o kadar açık olur. Allah (CC)’ın eli onun üstündedir. Yok eğer meyli karşı tarafa olursa o zaman Allah (CC)’ın yardımından uzak kalır. İmam Gazâlî Hazretleri buyurur ki; “Gayrimüslimlere zihnî akrabalık, zaman içinde kalbi akrabalığa döner. Bu kalbî yakınlık da kişinin helâkine sebep olur.”
Öyleyse kimdir dalalete meyilliolan?
Kimdir hidayete meyilli olan?
Dalalet; Yegâne din olan İslam’dan uzaklaşmak, kaybolmak ve telef olmaktır. Doğru yoldan sapmaktır. Bir insanın başına gelebilecek en büyük felakettir. Hidayet ise Allah (CC)’ın razı olduğu ve kabul ettiği tek yol. Rabbim bizlere nasip etsin.
Dalalete meyilli olanlar dostları ve arkadaşlarının çoğu dalalette olanlardır. Onlarla sohbet eder onlarla otururonlarla kalkar. İslam’ı temsileden şeylerden hoşlanmaz mesela.
Kâbe’ye gidenlerin Araplaraboşuna para kazandırdığını düşünür de Paris’e gidenlere hayranlıkla bakar.
Tesettürlülerden, sakallı ve şalvarlılardan irkilir de çağdaş(?) giyimlilere muhabbet nazarı ile bakar.
“Selamunaleyküm” demeye utanır da üstüne basa basa “merhaba” der.
Ne dînî musikiden hoşlanır ne ezandan ne Kur’an’dan zevk alır. Kendisini Allah’tan uzaklaştıran her türlü müzikleise mest olur.
Camiden uzak durur mesela, cami cemaatinden hoşlanmaz da başka sosyal mekanlara gitmek için can atar.
Müslümanların güvenilmez rüşvetçi hırsız, ahlaksız olduğu kanaatindedir. Bunu bulduğu ilk fırsatta dile getirir. Mücrimlerin ise asla haram yemeyeceği düşüncesindedir.
Dindar bir Müslüman bir makama atanırsa rahatsız olur ve “bakın ele geçirdiler” feryadını basar. Aynı makama karşı mahalleden biri geçse kendini huzurlu hisseder. Hatta liyakat sahibi biri olduğuna şahitlik eder.
Ne fakirleri sever ne de muhacirlerden hoşlanır. Avrupalı turistlerle neşelenir de Müslüman turistlerden keyfi kaçar, onlara duyduğu öfkeyi saklayamaz.
Kafirlere Hristiyanlara ve Yahudilere gizli bir hayranlığı vardır. “Avrupa’da böylemi? Diye başlayan cümleleri vardır.
Oysa Hidayete meyilli olanlar öyle midir? Yüce Allah hepimizi hidayete ulaştırsın.
Onlar Allah (CC)’ı sever. Allah’da onları sever.
Hz Muhammedi severler. Adı geçince salavat getirmeden duramazlar. Onun gezdiği yerleri görmenin aşkıyla yanar tutuşurlar.
Kur’an’ı ve Kur’an’ın indiği yeri severler. Kuran’la huzur bulurlar.
Kabe’yi severler, Medine’yi severler. Uhud dağını, Arafat da vakfeyi severler. Hz. Peygamberin akrabaları olan arapları severler.
Ya tesettür ile örtünür yada örtünememenin ıstırabını çekerler.
Mü’min kardeşlerini severler, onların başarılarıyla gururlanırlar. Onların kusurlarını konuşmaz örterler.
Fakir severler, garip severler, muhacir kardeşlerini severler. Yaratılanı yaratandan ötürü severler.
Yardım etmeyi severler zekât ve sadaka vermeyi severler.
Rabbimiz bizi de sevenlerden kıl. Seni sevenlerden, Senin habibini sevenlerden, yolunu sevenlerden eyle! Kalplerimizi İslam’a ve Müslümanlara ısındır. Mü’min kardeşlerimize karşı kalbimizde kin bırakma!Yönümüzü sana çevir yüreğimizi sana meylettir.Sana doğru yönelmişken canımızı al.
Bizim dostumuz ve yardımcımız ol. Biz yoluna meylettik bize ateşi dokundurtma.
Amin ya Muin!
Yorum yazarak Malatya Busabah Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Malatya Busabah hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Malatya Busabah editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Malatya Busabah değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Malatya Busabah Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Malatya Busabah hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Malatya Busabah editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Malatya Busabah değil haberi geçen ajanstır.