İşçileri emekçileri hafife almamak gerek.
Tohumun toprakla buluşması ile başlayıp sofrada son bulan yolculuğunun her aşamasında onlar var.
Pamuğu bizlere tepeden tırnağa giydiren onlar.
Madenin çıkarılmasından işlenmesini, ağacın şekilden şekile girip evlerimizdeki yerlerini almasını onlara borçluyuz.
Binlerce sektörde on binlerce üründe onların imzası var.
Peki hiç düşündünüz mü Milli Mücadele yıllarında işçiler ne yapıyordu diye? Milli Mücadeledeki rolleri neydi diye?
Açıkçası aşağıdaki belgeyi görene kadar benim hiç aklıma gelmemişti. İstanbul Müslüman İşçi (Amele) Cemiyetinin İtiliaf Hükümetleri temsilcilerine verdiği muhtırayı görür görmez sizlerle paylaşmak istedim.
Zira işçi değince bazılarının aklına eksantrik şeyler geliyor son zamanlarda. Alın terini dökenleri hiç terlemeyen insanların savunduğu samimiyetsiz platformlarla karşılaşabiliyoruz artık.
Millilik ve milliyetçilik deyince de aklımızın bir köşesinde işçiler hep olmalı. 1919’da İtilaf Devletleri temsilcilerine işçilerin attığı tokadı okuduğunuzda ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız:
‘’İşçi ve halk sınıfının refah ve saadete kavuştuğu bir devirde Yunan emperyalizmini doğrulayacak ve Avrupa'nın güneyinde yeni bir militarist cereyanı açacak olan İzmir işgalini birçok sebeplerle reddedilmesini doğru görüyoruz
Evvela: İzmir doğrudan doğruya bir Türk ve Müslüman şehir ve diyarıdır. Bunun içindir ki, bu işgal keyfiyeti adalet ve insaf ile donandığına inandığımız itilaf hükümetlerinin adalet ve medeni olgunluklarıyla, hususuyla silahımızı terk etmeye sebep olan sulh şartlarına ait hususi ile silahlarımızı terk etmeye neden olan sulh şartlarına ait eski vaatleri açıklamak mümkün değildir.
İkinci olarak: Diğer zararlar yeni ve şayanı hayret diğer haksızlıklarla tazmin olunuyor. Bu ise şarkta ortaya çıkacak yeni anlaşmazlıkların en vahim bir devreye girmesi demektir.
Üçüncü olarak: En mühimi Türk'ün öz yurdu olan Anadolu kıtasının coğrafi birliği ihlal ediliyor. Bu yüzden artık Türkiye'nin nefes almaya mecali kalmıyor ve bu ise hükmü idamı veriliyor demektir. Bu sebeplere imza atan beşeriyetin halen en mağdur sınıfı olan biz işçiler, devletler(hükümetler değil) yerine artık milletlerin konulduğu bir devirde bu haksızlığa tahammül edemeyerek son kanımızı akıtacağımızı fütuhatla dolu olan tarihimizin önünde söz verip ant içtiğimizi belirtiriz. İstanbul Müslüman işçileri usul konferansı nezdinde delaletinizi heyecanla rica ederek saygılar sunarız. ‘’ 22 Mayıs 1919
Aklınızdan soru işaretleri eksik olmasın…
Yorum yazarak Malatya Busabah Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Malatya Busabah hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Malatya Busabah editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Malatya Busabah değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Malatya Busabah Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Malatya Busabah hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Malatya Busabah editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Malatya Busabah değil haberi geçen ajanstır.