Bu yaşımda, halı sahada top oynarım, Malatyaspor maçlarına giderim.
Hem de dört kilometre yürüyerek halı sahaya, on iki kilometre yürüyerek de stada giderim.
Bu Pazar, lideri devirdiğimiz, maça dakikalar kala ikindi namazını stadımızda kıldım.
Bunu dememe kimse kızmasın!
Namaz kılmak insanın en doğal bir edimidir.
İbadet gizlidir değil, ibadeti istismar etmek kusurdur, günahtır bence…
Evet, sevgili gençler, bunu buraya niye yazıyorum biliyor musunuz?
Cevabının aklınıza hiç gelmeyeceğini düşünüyorum… Şunun için:
Yeni Malatya Stadında, elimi, yüzümü, ayaklarımı, bu soğuk kış gününde, sensörlü musluklarından sıcak sular akan bir lavaboda yıkayarak abdest aldığımı söylemek için…
Evet, bu soğuk kış gününde, bütün lavabolarında sımsıcak sular akan bir stadyum…
Hey gençler, siz bu sıcaklığı hissetmemiş olabilirsiniz! Ya da hissedip,
-Ne var bunda ya? diyebilirsiniz…
Siz böyle bir Türkiye’de büyüdünüz çünkü…
Bunu bir de babalarınıza, amcalarınıza, dayılarınıza anlatın ve sorun; bakalım ne diyecekler?
Genç arkadaşlarımız, Türkiye’mizde, “Takım tutar gibi siyaset yapılmasını, parti tutulmasını” da yadırgarlar.
Gençler, başka bir partiye oy geçtiği için, kuzeniyle selamı sabahı kesen, ölüm küsüsü edenlerin olabileceğine de inanmazlar.
Çünkü onlar, yalıtımlı binası olan, doğalgazlı anaokullarında, sene başında ücretsiz ders kitapları sıralarına konulmuş ilkokullarda, liselerde ve illerindeki üniversitelerde okudular…
Hey gençler!
Bunu bir de büyüklerinize sorsanız keşke…
-Baba sizin okullar nasıldı? deseniz.
Sorsalar da, sıralarında üçer dörder oturulan, camları kırık, sobaları tüten, yakıt yokluğundan kaloriferleri yanmayan, yokluktan, bir öğretmenin hem tarihe, hem matematiğe, hem müziğe girdiği, yetmiş seksen kişilik sınıfları duysalar, öğrenseler…
Çünkü, yeni gençlik çalışkan, düşüncede, eylemde atak, etkin, bakan, gören, kıyaslayan, sorgulayan, bilgiye kolayca ulaşabilen bir gençlik.
Çünkü, kitaplarının içeriklerini yabancıların belirlediği sözde Milli olan okullarda okuyarak diploma almadı.
Bir eski Kültür Bakanımız,
-Başkanım, Milli Eğitim Bakanlığında Amerikalıların özel çalışma büroları var. Sabah, mesainin başlamasıyla gelir, akşam, mesai bitti mi giderler demiş, acı, zehir gibi bir Türkiye gerçeğini dile getirmişti.
Canlarımız, civanlarımız ABD Başkanının,
-Türkiye’de İktidarı devirmesi için muhalefete yardım edeceğiz demesine,
-Sen PKK’ya yardıma devam et! diyerek ironi yapar, konuyu anlamış olduklarını belirtirler…
Çünkü, gençlerimiz tam bağımsızlığı, öncelikle yerli, milli düşünmeyi, sonra da bunu evrensel değerlerle sentezlemeyi öğrendi.
Gençlerimiz, siyasetin doğru, düzgün, Memlekete hizmet için yapıldığını, oyun bu amaçlara verilmesi gerektiğini biliyor.
Gençlerimize örneklik olması bakımından, hoşgörünüz ışıkları altında, yanlış anlaşılmayacağıma inanarak şunları da söylemek istiyorum…
CHP’deydim, siyasetin içindeydim.
Köşe yazıları yazar, haftada iki, üç kez televizyonlara çıkardım.
Bir CHP’li tanıdık,
-Seni televizyonda gördüğümüzde, hanımla birbirimize,
-Gel! Ecevit çıktı! diye seslenir, oturur izleriz demişti.
Yolda karşılaşıp selamlaştığım, Kültür Müdürlüğünde çalışan Hekimhanlı bir tanıdıkla, Cuma’dan yan yana yürüyerek çıktık. Dedi ki,
-Seni birinci sıraya koyarlarsa oyumu CHP’ye veririm. Ben,
-İkiye koysalar da ver! deyice de,
-Tamam, iki de olsa vereceğim dedi.
Yine, Bostanbaşılı, emekli ilkokul müdürü, Muharrem Ayten’le Postanenin orada karşılaştık. Hal hatır ettik. CHP’yi eleştirdi.
-Oyumu, HDP’ye vereceğim. Seni birinci sıraya koysunlar CHP’ye vereyim dedi.
Nur içinde yatsın.
Ak Partili bir avukat arkadaşım da, çok öncelerde, Baro’da, herkesin içinde,
-Seni birinci sıraya koysunlar oyumu CHP’ye vereyim deyince, Malatya Eski Belediye Başkanımız, Seyhan Semercioğlu,
-Sen Ak Parti Meclis üyesi değil misin? Nasıl CHP’ye verirsin? deyince, arkadaş,
-Bir oyla ne olacak? diye cevapladı.
Seyhan Abiyi, Pandemide yitirdik. Yeri cennet olsun inşallah.
Kıymetli okuyucularım, değmeyin, kızmayın bana, içimde kalmasın…
Ne demiş büyük şair Mehmet Emin Yurdakul:
Bırak beni haykırayım, susarsam sen matem et;
Unutma ki şairleri haykırmayan bir millet,
Sevenleri toprak olmuş öksüz çocuk gibidir.
Geçtiğimiz seçimler sonrası bir arkadaşım Baroda, kalabalık bir ortamda şöyle dedi:
-Herkese söylüyorum. Ak Parti Malatya’da bir milletvekili kaybetti ama Selahattin Sarıoğlu’nu kazandı diyorum.
Bir avukat arkadaşım da,
-Senin Ak Parti’ye geçmene sevindim. Bu, Malatya’da siyasi havanın yumuşamasına yardım eder dedi.
Bir mühendis arkadaşım, yıkılan Emlak Bankası önünde ayaküstü konuşurken, başkanlık sistemini klasik sözlerle eleştirdi. Ben,
-Karar mekanizmasının hızlı çalışması gerekir, memleketin meselelerine hızlı zaman kaybı olmadan müdahale edilmesi gerekir… diye savununca, arkadaşın ağzından birden,
-Sen olsan tamam derim sözleri çıkmaz mı???,
Yılların CHP’lisi bir avukat ağabeyimle geçen gün Kiğılı Pasajının önünde karşılaştık, kaldırımı işgal etmemek ve gürültüden uzaklaşmak iççin pasajın içine girip biraz sohbet ettik.
-Ak Parti seni koysun, oyumu vereyim deyince bir yaşıma daha girdim.
Bu sözleri duymak, öyle olası bir hal değildi.
On gün kadar önce, Baro’da sohbet ederken, solcu, aktivist bir Alevi arkadaşım kalabalık bir topluluk içinde,
-Başkanım, seni listede gördüğüm an oyumu Ak Partiye vereceğim dedi.
Duyduklarına inanamayan arkadaşlar,
-Ne diyorsun, ne diyorsun? diye sorunca, tekrar tekrar aynısını söyledi.
Yorum yazarak Malatya Busabah Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Malatya Busabah hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Malatya Busabah editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Malatya Busabah değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Malatya Busabah Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Malatya Busabah hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Malatya Busabah editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Malatya Busabah değil haberi geçen ajanstır.